Seiko Quartz Astron'un olağanüstü başarısı devam ediyor.

Bir saatin doğruluğunu yöneten osilatördür. Abraham-Louis Breguet'in zamanından beri bilinen salınım frekansı arttıkça bu doğruluk artar. 1950'lerde, bazı saatçiler bu yaklaşımı benimseyerek kol saatlerinin normal kullanım doğruluğunu önemli ölçüde iyileştirebilmişlerdi. Bununla birlikte, bir saatin balans çarkı gibi ağır parçaları olduğu sürece, daha fazla gelişme zordu. Böylece saat yapımcıları dikkatlerini, salınımlarının doğruluğunu kontrol etmek için bir kuvars kristalinden akım geçiren bir teknolojiye çevirdiler. Teorik olarak, küçük bir kristal kullanarak salınım sayısını mekanik bir saatten birkaç bin kat daha fazla artırmanın mümkün olduğunu gördüler.

1959'da Suwa Seikosha (şimdiki Seiko Epson) ve K. Hattori& Co.'nun (bugün Seiko Watch Corporation) bir iştiraki, 1.5V pille çalışan bir quartz makine geliştirmeye başladı. Şirket, bir foto-litografi tekniği kullanarak hidroflorik asit ile kristal osilatörü oluştururken, osilatörü şoktan korumak ve sıcaklığın etkilerini yeni geliştirilen bir termo değişken kondansatör vasıtasıyla kontrol etmek için bir vakum kapsülü içinde askıya alma yöntem tasarladığında, sonunda seri üretim olasılığı ortaya çıktı.

1963'te Seiko, kuvars kontrollü bir masa saati olan Crystal Chronometer'ı tanıttı. Ertesi yıl, Seiko, Neuchâtel Gözlemevi yarışmasında quartz güverte kronometre kategorisine hakim oldu ve 2. ila 7. sıra ödüllerini kazandı. Daha sonra şirket bu teknolojiyi küçültmeyi amaçladı. Neuchâtel Rasathanesi yarışmasına katılan kuvars cep saatleri 1966'da 2-5'lik, 1967'de 1-5'lik ödülleri kazandı.

Kuvars kristalleriyle ilgili sorunların üstesinden gelinmişti, ancak daha fazla kompaktlığa giden yolda büyük engeller vardı. Kuvars salınımlarını el dönüşüne çeviren motor hem boyut hem de güç tüketimi olarak büyüktü. Suwa Seikosha, yerden tasarruf sağlamak amacıyla motorun rotoru ve statoru için dağıtılmış bir düzenleme tasarladı. 20.000 kez sarılmış 20µm bakır telden yapılmış motor bobini için, saniyede bir elektrik darbesi ile motoru bir seferde 60 derece döndüren altı kutuplu bir step motor geliştirildi. Sonuç, toplam tüketilen akımı yalnızca 18µA olan daha küçük bir motordu.

1968'de K. Hattori'nin Başkanı Shoji Hattori, gelişmedeki ilerlemeyi görerek paralel olarak sürmekte olan diyapozon saat projesini durdurdu ve ekibine bir yıl içinde bir kuvars saatin ticari olarak piyasaya sürülmesini istediğini söyledi. Tsuneya Nakamura liderliğindeki geliştirme ekibi, Aralık 1969'a kadar en sonunda 20 saat üretmeyi başardı. Saate verilen isim Astron'du. Shoji Hattori, dünyanın ilk seri üretim kuvars kontrollü kol saati için 'uzay çağı' diliyle uyumlu bir isim seçti.

Quartz Astron'un yaratılmasını takip eden on yılda, teknolojisi insanların zaman kavramını dönüştürdü ve sonunda dijital cihazların gelişiminin yolunu açtı. “Bir gün tüm saatler böyle yapılacak” başlığı altında tanıtılan Seiko Quartz Astron'un halefleri saat dünyasını değiştirdi.

İkinci nesil Seiko Astron, 2012 yılında piyasaya sürülen bir GPS solar kol saatidir.
Yeni Astron, 1969'daki selefinin çok ötesinde işlevlere ve yeteneklere sahip olsa da Astron adı, içerdiği GPS Solar teknolojisinin önemini göstermek ve ilki kadar devrim niteliğinde olan yüksek doğruluğunu vurgulamak için seçildi.

1969'da piyasaya sürülen orijinal Astron, o günün standart mekanik saatlerinden yaklaşık yüz kat daha hassastı. Ayda ±5 saniyelik hassasiete sahipti. Bundan sonra, Seiko quartz saat hassasiyetini artırmaya devam etti, böylece bugün 9F kuvars mekanizmalı bazı Grand Seiko saatler yılda ±5 saniye hassasiyete sahip.

Bu doğruluk düzeyine ulaşılmadan önce hangi teknolojiler araştırıldı? Biri radyo kontrollü saatti. 2004 yılında Seiko, saati standart zaman sinyallerine göre ayarlayan radyo kontrollü bir saat çıkardı. Teorik olarak, referans olarak bir atom saati kullanan radyo kontrollü bir saat olağanüstü bir doğruluğa sahip olmalıdır; ancak Seiko bu yaklaşımın sınırlarının da farkındaydı. Dünyada standart zaman sinyalleri gönderen sadece dört ülke olduğundan, bu sinyallerin ulaşamayacağı ülkelerde doğru zamanı elde etmek mümkün olmayabilirdi.

Şirket daha sonra dünyanın herhangi bir yerinde aynı hassasiyeti elde edebilecek bir saat geliştirmeye başladı. Bu çabaların odak noktası, yer istasyonlarından iletilen standart zaman sinyallerini kullanmak yerine GPS uydularından alınan zaman sinyalleriyle senkronize olan bir uydu saatiydi. Seiko Epson, GPS ile konum belirleme için ekipman geliştirmişti, ancak bu işlevi bir kol saatine dahil etmek görünüşte imkansızdı. Bir GPS uydusundan sinyal alırken güç tüketimi, radyo kontrollü bir saatin yaklaşık 200 katıydı; dahası, doğru alım için büyük bir anten gerekliydi. Bu tür işlevleri bir kol saatine dahil etmek, daha fazla küçültme ve güç tasarrufu gerektiriyordu. Zorluk, orijinal Astron'u yapan ekibin karşılaştığı zorlukla tamamen aynıydı.

İlk Astron'u mümkün kılan bir dizi teknik yenilik gibi, uydu saatinin geliştirilmesini üç unsur mümkün kıldı.

With a compact ring antenna for receiving signals and ultra-power-saving GPS module, it has the look of a completely normal wristwatch as well as excellent signal reception. In 2012, Seiko succeeded in launching the world’s first production GPS solar wristwatch. And the name it chose for this watch was Astron. While the functionality of the GPS Solar Astron far exceeds that of the 1969 original, the two are very much alike, in being the results of continuous drives to reduce size and power consumption and in achieving new standards of accuracy.

The first of the new Astron watches, the 7X Series, that was released in 2012, had an appearance like no other, to emphasize the uniqueness of its technology. The 8X Series of 2014, however, had a smaller outer diameter and had a more mainstream appearance. The 5X Series, launched in 2018, went further still with its exterior look showing no sign of the high functionality within. What’s more, when synchronizing, it receives time signals in just 3 seconds. The new Astron followed a path of continuous enhancement similar to that of its predecessor. The outcome of this journey at the present point in time is the new 3X Series released in 2019. As the world’s first women’s GPS solar watch, it no longer has even a single aspect in its exterior design that reveals its extraordinary functionality.

Quartz saatin yüksek doğruluğun kesinlik kazandığı bir noktaya gelmesi gibi, günümüzün Astron saati de zaman dilimlerinde ultra yüksek doğruluğu günlük bir gerçeklik haline getirdi. Yeni Astron'un getirdiği şey gerçekten bir "İkinci Devrim".